Konferans raporu – Merve Doğan

Merve Dogan

Maya de Wit – 2nd Seminar Sign Language Interpreting on TV and Media: Türk-Alman bir öğrencinin gözünden Televizyon/Medya ve Haber Bültenlerindeki İşaret Dili Çeviri Hizmeti Hakkında Özet ve Yorum

Televizyon/medya tercümanlığını alakadar eden hususlar, bu seneki “Maya de Wit – 2nd Seminar Sign Language Interpreting on TV and Media” konferasında, dünyanın bir çok yerinden bir araya gelen İşaret dili tercümanlar ve araştırmacılar tarafından incelendi. Katılımcıların görüştüğü ve hemfikir olduğu en önemli konu, televizyon/medya tercümanlığın, tercümanlık bölümde tek başına bir bilim dalı olma gereksinimidir. Televizyon/medya tercümanlığın tek başına bir bilim dalı olarak kabul edilmesi, üniversite eğitiminde araştırmaların daha büyük önem kazanmasına yol açabilmektedir. Görüşülen ve büyük önem arz eden bir diğer konu ise, tercüman topluluğunun kendi içinde barındırdığı çeşitli azınlık grubuna mensup olan bireylerdir. Bu bireylerin yaşantıları ve tecrübeleri “beyaz” (bkz. 2. Etnik/kültürel çeşitlilik) tercümanların tecrübelerinden farklıdır. Ancak bu farklılık, topluluk icinde ve televizyon/medya alanında pek dikkate alınmamaktadır. Tercüman topluluğun büyük bir çoğunlukla beyaz tercümanlar tarafından temsil edilmesi, seminerde katılımcılar arasında büyük bir sorun olarak görüşülmüştür. Bu yorum, bilimsel bir makale yerine geçmemektedir. İşaret dili tercümanlığı okuyan bir öğrenci olarak, katılmış olduğum seminer konusunu Türk okurlara tanıtmayı amaçlıyorum. Caner Doğan’ın “Televizyon Haber Bültenlerindeki İşaret Dili Çeviri Hizmetine Yönelik Sağır Topluluğun Tutum ve Beklentileri” araştırma çalışması, kendi yorumumu ifade ederken benim için faydalı bir ilham kaynağı oldu. Yorumumu okuyanlara, Caner Doğan’ın  makalesini incelemelerini gönülden tavsiye ediyorum.

Konferans raporu – Merve Doğan weiterlesen

Profesyonel arkaplan

Ev stüdyosundan online hizmet veren herkesin profesyonel bir arkaplanı olmalı. Peki hangisi? Tercümenizin en iyi şekilde anlaşılabilmesi için en talepkar ihtiyaçları göz önüne alıyoruz.

Arkaplan – ten – giysi renkleri tablosu © Oya Ataman

Alman Federal İşitme ve Görme Engelliler Çalışma Grubu (BAT) tarafından yayınlanan tavsiyede koyu mavi, koyu gri ve siyah renkler tercih ediliyor. Diğer taraftan, bu tavsiye yalnızca açık tenli kişiler için geçerli. Genellikle arkaplan renkleriyle biraz oynayarak en uygun görüntüyü elde etmek mümkün. Size gösterdiğim renk tablosunda, açık tenliler için BAT tarafından önerilen renklerin RGB değerleri orta sütunda yer alıyor. Kamera otomatik pozlamayı genellikle arkaplan rengine göre yaptığı için açık tenli insanların yüzleri siyah fonda hemen her zaman aşırı parlak çıkıyor. Koyu ten açık renk fonlarla iyi bir kontrast oluşturmakta. Tabloda görebileceğiniz gibi giysi seçiminde de aynı kural geçerli fakat kıyafetinizdeki rengin ten renginizden farklı olması, işaretlerinizin daha rahat anlaşılabilmesi açısından önemli. Baş örtüsü, şapka gibi başınıza giyilen aksesuarlarının da tek renk olması ve hem teninizle, hem de arkaplan ile belirgin bir karşıtlığa sahip olması gerekli.

Kırmızı-yeşil gibi tamamlayıcı renkleri kullanmaktan kaçınmak gerekir. Yeşil ekran rengi fazla parlaktır ve sanal arkaplanlar bizim hareket hızımıza uyum sağlayamaz. Mekanda arka duvarınızı ve oturduğunuz koltuğu tercih ettiğiniz bir renge boyamak isterseniz birçok seçeneğiniz var. Aşağıdaki tavsiyeler İngiltere’nin tanınmış Farrow and Ball markasının renkleri. Türkiye’de de istediğiniz renkleri elde edecek şekilde karıştırma imkanı sunan markalar ve yerler var. Önemli olan, kullanacağınız ışık altında nasıl göründüğünü anlamak için öncelikle duvarın ufak bir kısmını boyayarak denemek. Farrow and Ball firması bunun için ufak numune boyalar satıyor.

Koyu Gri: Off-Black – Orta Gri: Plummett – Açık Gri: Lamp Room Gray Koyu Mavi: Scotch Blue – Orta Mavi: Pitch Blue – Açık Mavi: Skylight Koyu Yeşil: W55 Duck Green – Orta Yeşil: Treron – Açık Yeşil: French Grey

İsterseniz duvarınıza renkli kağıtlar ya da yeterli büyüklükte ütülü (katlama yeri belli olmayan) bir kalın battaniye de asabilirsiniz.  Taşınabilir alternatiflerden biri, “roll-up” denilen rulo yapılabilen fon perdeleri (135×200 standart ölçü).

Diğer tip katlanabilir arkaplanları kolayca duvara asabilir veya genel amaçlı bir tripod yardımıyla kullanabilirsiniz. Önemli nokta, standınız için yeterli yükseklikte olması. Ben 1.5 x 2 metre boyutunda bir orta mavi-orta gri katlanabilir fon kullanıyorum ve bunu farklı işler için tripod ile birlikte yanımda taşıdığım da oluyor.

Benzer blog kayitlari: Stüdyom için hangi kamera uygun?, Ev stüdyosunun kurulumu

Ev stüdyosunun kurulumu

Profesyonel bir ev stüdyosu tasarımını burada görebilirsiniz. İster ayakta, ister oturarak, ister tek başıma, ister meslektaşımla çalışabiliyorum. Fotoğrafta çalışma masamı görüyorsunuz. Toplam 3 ekran, bir tablet, ve bir akıllı telefon kullanıyorum. İki masaüstü bilgisayar Ethernet üzerinden bir ağ paylaşıyor; ayrıca ekranlarımdan birini de paylaşıyorum. Tüm hassas dosyalar, güvenlik nedenleri ile artık harici disklerde saklanıyor. Hem ayakta, hem de oturarak çalışabilmek için masanızın yeterli yükseklikte olması ve açısının ayarlanabilir olması gerekli. Klavye, harici mikrofon, fare ve varsa ışıklandırmanızın uzaktan kumandası her an elinizin altında olmalı. Ben taşınabilir bir sehpa kullandım. Harici kameranın, göz hizanız ve en sık baktığınız görüntü arasında, sabit bir tripod üzerinde durması çok önemli. Böylece gözünüzün kameraya mümkün olduğunca yakın olmasını sağlarsınız. Zamanla gözünüzü kameranın arkasına odaklamaya alışıyorsunuz. Zoom toplantıları, görüşmedeki kişilerin ekranlarını olabildiğince geniş görebilmeniz için iki ekrana genişletiliyor. Bu alan istenirse isim listesi, gündem veya sohbet geçmişi gibi diğer bilgileri barındıracak şekilde de kullanılabilir. Burada tablet bağlanmış halde değil; onu genellikle uzun monologlarda, metin önceden verilmiş ise teleprompter (otokö, telesuflör) olarak kullanıyorum. Teleprompter hızı da yine elinizin altındaki bir uzaktan kumanda ile ayarlanabilir. Diğer ekranda, başka bir platform üzerinden meslektaşımla bağlantı halindeyim. Sesin yankılanmaması için ya mikrofon kapalı oluyor ya da bir kulağıma (ses düşükse ikisine) kulaklık takıyorum. Sesin her iki kulak tarafından duyulmasının, bilginin beyin tarafından işlenmesini kolaylaştırdığı söyleniyor. Tabii ki hem meslektaşımı hem de konuşmacıları iyi duyabilmem için konferansın hoparlörden gelen sesi de yeteri kadar yüksek olmalı. Birlikte çalışırken diğer platformları kullandığınız zamanlarda veri güvenliğine dikkat etmelisiniz! Threema veya Signal gibi şifrelenmiş sohbet sağlayıcılar burada işinize yarıyor. Ayakta çalışırken ergonomik olması açısından bir ayakta durma aleti (dik durma yardımcısı) kullanıyorum.

Sizin profesyonel ev ofisiniz nasıl? Ayakta mı, oturarak çalışmayı mı tercih ediyorsunuz?

Benzer blog kayitlari: Profesyonel arkaplan, Stüdyom için hangi kamera uygun?

Stüdyom için hangi kamera uygun?

Bilgisayarlarla gelen dahili kameralar internet üzerinden profesyonel tercümanlık yapmanız için gerekli ayar esnekliğine sahip değil. Benim şu anki tavsiyem Logitech C930e modeli. İsterseniz benzer özelliklere sahip diğer kameraları da kullanabilrsiniz, fakat panaromik görüntü sunanları tercih etmeyin. 90 dereceye kadar kamera açısı olanlar uygundur. Hatta yakalama kartı üzerinden bilgisayarınıza bağladığınız bir video kamerayı da kullanabilirsiniz. Akıllı telefonunuzu harici bir kamera olarak bilgisayarınıza bağlayıp kontrol etmenizi sağlayan uygulamalar da revaçta. Örneğin Reincubate firmasının Camo uygulaması iPhone için kullanabileceğiniz uygulamalardan biri. Nasıl çalıştığını görmek için Techforword kanalının YouTube videosunda izleyebilirsiniz. Bu yazıda kendi kullandığım, Mac ve PC uyumlu Logitech C930e Business modeli üzerinden önemli noktaları göstereceğim. 

Kamera, sağlam bir gizlilik kapagı ile birlikte geliyor. Bazı platformlarda, tercümanlar değişirken kamera işlevini açık tutmak daha avantajlı çünkü platform üzerinde görüntüler kayabiliyor ve tekrar tercümanı seçmek için uğraşıyorsunuz. Kamerayı açık tutup sadece kapağı kapatırsanız görüntünün sabit kalmasını sağlayabilirsiniz. Kameranın klipsi, ekranın üst kısmında sağlam bir şekilde durmasına olanak tanırken açısını kontrol etmenizi de kolaylaştırıyor. Cihaz ayrıca standart tripodlarla da uyumlu. USB portu üzerinden bağlanıyor ve iyi bir dahili mikrofona. Fakat en iyi özelliği, birlikte gelen Camera Settings  yazılımının sunduğu ayarlar. Görüntü hızı genellikle doğrudan platform üzerinden ayarlanabiliyor. Logitech firması birçok yazılım sunuyor. Kameranız için sadece “Camera Settings” adlı yazılımı kullanın. Aşağıdaki fotoğrafta logosunu görebilirsiniz.

Çalışma sırasında ayarlar penceresini (fotoğrafta sağ üstte) açık tutarak kadrajın tam ortasında olduğumu kolayca kontrol edebiliyorum, gerekirse tek bir tıklamayla düzeltebiliyorum. Otomatik odaklama (autofocus) özelliğinin her zaman kapalı olması çok önemli, çünkü ellerimiz vücudumuzun önünde hareket ettiği için kamera odağı sürekli değiştirmeye çalışıyor ve resim bulanık hale geliyor. Görüntü içine doğru alanı (aşağıda) oturtmak için zoom işlevini kullanabilir ve arkaplanın/ fon perdesinin katlanmış kısımlarını kadrajın dışında tutabilirsiniz. Bu sayede 2x 1.5 metre ölçülerinde bir perde kullanmak mümkün olabiliyor -ki bu genellikle küçük mekanlarda çalışırken kolayca katlayıp kaldırma imkanı sunduğu için rahatlık sağlıyor. Görüntü (Image) ayarı “Standard” olarak seçilmeli.

Genelde internetin kullanımı işaret dillerini etkiliyor; hareket alanı gittikçe yukarı doğru kaymakta. Görüntünüzü en doğru şekilde sığdırmak için şu formülü uygulayabilirsiniz: kullandığınız işaret dilindeki en yüksek ve en alçak işaretlerin çerçeve içinde kalmasını sağlayın. Yan fotoğraftaki gibi, Alman işaret dilinde en yüksek ve alçak işaretlerin olduğu “IN MÜNCHEN GEBOREN (T: Münih doğumlu)” anlatımını referans alabiliriz. Temel pozisyon: Hareketlerinizin doğru algılanabilmesi için vücudunuz doğrudan kameraya bakmamalıdır; ayaklarınız ve omuzlarınız kameraya yaklaşık 30 derecelik bir açıyla yan dursun. Belinizle dönmemeye dikkat edin. Böylece tercümeye başladığınızda başınızı boyundan çevirerek bakışınızı doğrudan kameraya yönelteceksiniz. Sessizlik durumunda (örn. konuşma henüz başlamamış, fakat sizin görüntünüz karşıya aktarılıyorken) bakışınızı doğal bir şekilde kameradan uzaklaştırın.

Güncelleme:

Nisan 21: Ayrıca bir dönüştürme işlemine gerek kalmadan, kamera yazılımıyla yayını sosyal platforma ya da istediğiniz bir online kanala doğrudan gönderebilmek harika olmaz mıydı? Yeni Logitech C922 Pro Steam tam da bunu yapıyor. Ne yazık ki görüntü kalitesi C930e modeline göre hayli kötü. Dolayısıyla geri göndermek zorunda kaldım. Solda görebileceğiniz gibi görüntü hem bulanık, hem de o kadar canlı değil. Kullanılan uygulama aynı fakat C930e modelinde gördüğümüz kalite ve keskinliğin yanına bile yaklaşamıyor.

Benzer blog kayitlari: Ev stüdyosunun kurulumu, Profesyonel arkaplan