Konferans raporu – Merve Doğan

Merve Dogan

Maya de Wit – 2nd Seminar Sign Language Interpreting on TV and Media: Türk-Alman bir öğrencinin gözünden Televizyon/Medya ve Haber Bültenlerindeki İşaret Dili Çeviri Hizmeti Hakkında Özet ve Yorum

Televizyon/medya tercümanlığını alakadar eden hususlar, bu seneki “Maya de Wit – 2nd Seminar Sign Language Interpreting on TV and Media” konferasında, dünyanın bir çok yerinden bir araya gelen İşaret dili tercümanlar ve araştırmacılar tarafından incelendi. Katılımcıların görüştüğü ve hemfikir olduğu en önemli konu, televizyon/medya tercümanlığın, tercümanlık bölümde tek başına bir bilim dalı olma gereksinimidir. Televizyon/medya tercümanlığın tek başına bir bilim dalı olarak kabul edilmesi, üniversite eğitiminde araştırmaların daha büyük önem kazanmasına yol açabilmektedir. Görüşülen ve büyük önem arz eden bir diğer konu ise, tercüman topluluğunun kendi içinde barındırdığı çeşitli azınlık grubuna mensup olan bireylerdir. Bu bireylerin yaşantıları ve tecrübeleri “beyaz” (bkz. 2. Etnik/kültürel çeşitlilik) tercümanların tecrübelerinden farklıdır. Ancak bu farklılık, topluluk icinde ve televizyon/medya alanında pek dikkate alınmamaktadır. Tercüman topluluğun büyük bir çoğunlukla beyaz tercümanlar tarafından temsil edilmesi, seminerde katılımcılar arasında büyük bir sorun olarak görüşülmüştür. Bu yorum, bilimsel bir makale yerine geçmemektedir. İşaret dili tercümanlığı okuyan bir öğrenci olarak, katılmış olduğum seminer konusunu Türk okurlara tanıtmayı amaçlıyorum. Caner Doğan’ın “Televizyon Haber Bültenlerindeki İşaret Dili Çeviri Hizmetine Yönelik Sağır Topluluğun Tutum ve Beklentileri” araştırma çalışması, kendi yorumumu ifade ederken benim için faydalı bir ilham kaynağı oldu. Yorumumu okuyanlara, Caner Doğan’ın  makalesini incelemelerini gönülden tavsiye ediyorum.

Sağır ve sağır farkı. Sağır bireyler geleneksel bir topluluk oluşturmaktadır (Ladd 2003, s.44). Bu toplulukta, sağırlık tıbbi tanımlamalardan uzaklaşmaktadır. Sağır olmak tıbbi bir tanımlamadan daha fazlasıdır. Tıpta sağırlığı bir engel olarak tanımlayan ve Sağır bireylere engelli bireyler gibi bakan fikirden uzaklaşmak için, İngilizcede “deaf” ve “Deaf” arasında bir ayırım yapılmaktadır: “deaf” tıbbi alanda, söz konusu işitme kaybı, işitme engeli olan durumlarda kullanılır. “Deaf” ise, tüm yaşamları boyunca Sağır olan, kendini Sağır kültürüne ait hisseden ve ilk dilleri İşaret dili olan bireyleri tanımlayan bir terimdir.

Kendi yorumumda, Sağır kelimesini bu yüzden büyük harfle yazmayı seçiyorum.Sağır insanların işitme durumuna odaklanma fikrinden uzaklaşıp, onları bir azınlık grubuna yani Sağır topluluğuna mensup, kendi dili ve kendi kültürü olan bireyler olarak görmekteyim.

Grafik O. Ataman, alinti: Sağır kültüre üyelik dört yolu. Sağır kültürü ve merkezi: C. Baker-Shenk and Dr. Dennis Cokely.

Çeviri kalitesi hakkında. Konferans günü Norveçli Paal Richard Peterson ile başlatıldı. Kendisi iyi bir tercümanlık hizmetinin medyaya yansımasını ve bu yansımanın toplum üzerindeki etkisini dillendirdi. Artık sadece bir tercümanın var olması yeterli bir hizmet sayılmaz. Var olan tercümanın çevirmenlik işini çok iyi bir şekilde yapması da önem arz eden bir konu haline gelmiştir. Sağır bireylerin gerek çeviri kalitesi gerek çeviri kavraması hakkındaki fikir ve düşünceleri de ayrıca büyük bir önem arz etmektedir. Televizyon/medya alanında işiten topluluklara sunulan tüm hizmetler Sağır bireylerin de erişimine açık olmalıdır. Çeviri kaliteyi arttırmanın bir yolu, Sağır tercümanların işiten tercümanlarla beraber çalışmasından geçer. Bu çalışma biçimi İngilizcede “best practice” yani en iyi calışma şeklini hedefleyen bir yöntem diye adlandırılır. Bu şekilde çalışılan gruplarda, dikkate alınması gereken pek çok unsurlar var:

Genel izlenim
• Genel görsel izlenim nasıl olmalıdır?
• Sağır tercüman nerede durmalıdır?
• Kıyafet rengi görsel algıyı etkiliyor mu?

Hitap edilen kesim
• Çeviri hizmeti kime hitap ediyor?
• Hitap edilmesi gereken kesime en iyi nasıl ulaşılır?
• Hangi İşaretleri ve hangi dil seviyesi kullanılmalıdır?
• Tüketiciler kimlerdir?
• Çocuk mu, orta yaş veya orta yaş üstü tüketiciler mi? • Hangi tüketici grubuna göre çeviri yapılmalıdır?

Görsel çeviri
• Haber bültenindeki çeviriler, televizyon ekranında gösterilen görselleri kapatmamalıdır. Bunun sebebi ise, Sağır bireylerin görsel bilgileri doğal bir şekilde zaten kavrıyor olmasıdır. İşiten bireyler ise görsel bir bilgiyi dahi anlatımlı şekilde tüketmek ister, çünkü bilgiyi sadece görsel biçimde tüketmeye alışık değillerdir. Bu sebeple İşaret dili tercümanın haber çevirisi anında, söylenilen her bilgiyi aynen aktarması gerekmemektedir (Stone, 2009).

Ekip çalışması. İngilterenin “All-Deaf” Televizyon bülteni 2019 yılında ekip olarak çalışan tercümanların 15 dakika arayla pozisyon değiştirmelerini sorgulamaya başlamıştır. Bunun ana sebebi, Sağır tüketicilerin 15 dakika arayla, tercümanlar arası yapılan pozisyon değişikliğini kavrama süresinin 8 dakika sürmesi sorunsalıdır. Bu sebepten dolayı tercümanların 15 dakikadan fazla, aralıksız çevirmenlik yapması gerektiği tartışılmıştır. Bu konu bana kendi üniversite eğitimimden bazı deneyimlediğim ekip calışma durumlarını hatırlattı. İngilizcede “feeding” terimiyle tanımladığımız ve Türkçede “besleme” anlamını taşıyan yöntem, bir ekip çalışması yöntemidir. Bu yöntemi kendi üniversite eğitiminde pek çok kez deneyip tecrübe edinebildim. Ekip olarak çalıştığımızda aktif ve pasif tercümanlar belirliyoruz. Çeviri anında pasif olan tercüman, o an çeviri yapmayan tercümandır. Dolayısıyla çeviri yapan kişi aktif tercüman konumunda oluyor. Pasif tercüman, aktif tercüman olan kişiye çeviri sırasında anlaşılmayan veya unutulan tarih, isim ve benzeri bilgileri aktarmaktadır. Yani onu bir nevi beslemektedir. Bu aktarma sayesinde aktif olan tercüman daha uzun bir süre çeviri yapabilmektedir, çünkü sorumluluk sadece kendisinde değildir bilakis sorumluluk artık tüm ekiptedir. Ancak, aktif ve pasif kelimeleri yanlış anlaşılmalara yol açabilmektedir. Bir tercümanın pasif konumunda olması, onun çeviriyi dinlememesi ve çeviri hizmetine dahil olmaması anlamını taşımamaktadır. Başlarda öğrenci arkadaşlarımla bu konuda çok zorlandık, çünkü aktif olarak çeviri yaptıktan sonra, diğer ekip arkadaşım ceviriye başladığında, otomatik olarak bir “geriye yaslanma” veya dinlenme ihtiyacı duyuyorduk ve devam etmekte olan ceviriyi ayni dikkatle takip etmiyorduk. Dayanıklılığımızı geliştirmemiz ve güçlendirmemiz icin daha fazla ekip çalışmaları yapmamız gerektiğini düşünmekteyim.

Teknik yöntemler. Göz önünde bulundurulması gereken soru: Televizyon haber bültenlerindeki İşaret dili çeviri hizmetlerine yönelik Sağır topluluğun beklentileri nelerdir? Sağır tüketiciler haber sırasında televizyon ekranlarında gösterilen İşaret dili tercümanını izlemektedir. Hem işaret dilinde aktarılan bilgiyi hem ekranda paylaşılan yazıları aynı anda kavramaktadır. Ülkelerin birbirinden farklı yöntemleri bulunmaktadır. Örneğin, Türkiye’de İşaret dili tercümanları televizyon ekranın sağ alt köşesinde gözükmektedir. Almanya’da ise, tercümanlar bazı programlarda ekranın yarısını doldurmaktadır (bkz. “Sehen statt Hören” yani “işitmek yerine izlemek” adlı televizyon programı). Televizyon/medya alanında İşaret dili tercümanın, haber bülteni spikerin ve ekranda gözüken nesne ve renklerin uyumlu olması gerekir. Ballarda, 2019 yılında düzenlenen konferansta bu renk uyumların önemini dillendirmiştir. Bu uyum, tüketiciler açısından göz yormaması için büyük bir önem arz etmektedir (İng. “eye fatigue”). Genel görsel bir uyumun sağlanabilmesi icin, ekranda gözüken kişilerin ten rengi, kıyafet rengi ve işaret dili tercümanın ekranda doldurduğu alan dikkate alınması gereken konular arasındadır.

Özet: Gündemde olan örneklerden yola çıkarak, televizyon/medya alanında çevirmenlik hizmetinin yeterli olmadığına ve bu konu üzerine daha fazla araştırma ve düzeltmeler yapılması gerektiğine karar verilmiştir.
İşaret dili tercümanlarının ekranın sol bölümünde gözükmesi daha iyi bir sonuç getirmektedir. İsveçli Flemin ve Wiesz konferansta bu fikri savunmaktadırlar. Bunun sebebi ise, insan gözünün soldan sağa okuma alışkanlığının olmasıdır. Ancak bu konuda herkes hemfikir değildir, çünkü İşaret dili tercümanların şimdiye kadar ekranın sağ tarafında gözükmesi, tüketiciler için bir alışkanlık haline gelmiştir ve tersine adapte olmak zorluğa sebep olabilmektedir.

Etnik/kültürel çeşitlilik. Seminer günü, sunumlar arası zaman dilimlerinde katılımcılar arasında çeşitli konular da ariyetten görüşülmüştür. Bu konulardan biri, tercümanların da Sağır ve işiten bireyler gibi bir topluluk haline gelmiş olması ve bu topluluğa çeşitli etnik kökenlere sahip olan insanların dahil olduğu gerçeğidir. Ancak bahsi geçen çeşitliliğin dışa ve özellikle medyaya yansımaması büyük bir sorun olarak görülmüştür. Ingilizcede “white privilige” yani beyaz üstünlükçülüğü diye tanımlanan toplumsal gercek, dünyanın bir çok ülkesinde hakim olan bir sistemdir. Bu sistemde, akademik alanlarda eğitim veren ile eğitim alan kişilerin çoğunlukla beyaz olması ve dolayısıyla toplumun azınlıklarından üstün olması gerçeğidir. Örneğin, Almanya’da pek çok Türk kökenli insan yaşamaktadır. Türk kökenli bir Alman vatandaşı, Almanya’da doğup büyümüş olmasın rağmen azınlık olarak görülmektedir, çünkü onu çoğunluktan ayıran özelliklere sahiptir. Bu özellikler evde konusulan ana dili (Türkçe), ten ve sac rengi veya ismi olabilir. Almanya ve diğer avrupa ülkelerinde beyaz çoğunluğun toplumun azınlık gruplarına bakış açısı genelde ön yargılı olmaktadır. Bu sebepten dolayı azınlık grubuna mensup olan bireyler, ev ve iş arayışlarında ayrımcılığa ve ırkçılığa uğramaktadır. Bu toplumsal sorun, tercüman topluluğuna da yansımaktadır. Örneğin, televizyon ve medya alanında hep beyaz tenli insanlar toplumun temsilcisi konumunda yer almaktadır. Halbuki toplum çok çeşitlidir ve beyaz olmayan insanlar tarafından da temsil edilmelidir.

En iyi pratik örnegi Avustralyadan Washington Post gazete makalesi: „How a sign-language interpreter became a symbol of New Zealand’s inclusive response to the Christchurch terror attack“ yazar Siobhán O’Grady, 22. Mart 2019.

Cinsiyetçilik. Bir başka görüşülen konu ise televizyon ve medya alanındaki cinsiyetçilik sorunsalıdır. Avrupa’da haber kaynakları ve konuları yaklaşık 75% oranında erkekler tarafından temsil edilmektedir. Bu sorun tercüman topluluğu için de geçerlidir. Çevirmenlik bölümünü daha çok kadınlar tercih ettiği halde, televizyon ve medya başına genelde erkek çevirmenler geçmektedir. Gerek calışma saatleri gerek ekip calışma içerikleri, sistem genelde erkek bireylere uygun tasarlanmaktadır. Örneğin, kadın bireylerin iş hayatında erkekler kadar ciddiye alınmadığı araştırılmıştır. Her ülke için geçerli olan ataerkil toplum düzeni, kadın bireylerin televizyon ve medya alanında yeterince temsilcilik hakkı kazanmadığı ve dolayısıyla adaletsizliğe maruz kaldığı görüşülmüştür.

Avrupa Konseyi, Human Rights Channel. „Cinsiyetçilik: Gör. Adını koy. Durdur.“

Sağır çevirmen ve Sağır kültürü. Sağır çevirmenler televizyon ve medya alanında yer aldığında, tüketici Sağır bireyler kendilerini Sağır çevirmenlerle özdeşleştirmektedirler. Bunun sebebi ise, anadili İşaret dili olan kişiler arasında kültür ve beraberlik duygusunun çok kuvvetli olmasıdır. Sağır çevirmenin kullandığı yeni bir işaret, hızlıca Sağır topluluğu içerisinde yayılmaktadır. Tüketici Sağır bir birey, Sağır çevirmene karşı güven beslemektedir ve aynı toplulukta bulunan Sağır çevirmenin işaretlerini benimsemektedir. Sağır bireylerin televizyon ve medya alanında daha büyük bir yer almaları, toplumsal erişim ve fırsat eşitliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Örneğin, işitsel medya hizmetleri dışında Sağır televizyon programlarının olması ve Sağır bireyleri ilgilendiren konuların işlenmesi gerekmektedir. Sağır toplumu gibi geleneksel bir topluluk Baker-Shenk ve Padden’in tanımlamasıyla, “ortak bir dil, ortak deneyimler ve paylaşılan değerler” sayesinde ayakta kalmaktadır (1979, s. 4). Dolayısıyla ortak değerlerin yansıma bulduğu bir alanın yaratılması ve bu alanın tüm sağır bireylerin erişebilirliğine uygun duruma getirilmesi gerekmektedir.

Kültür yağmacılığı tehlikesi. İngilizcede “cultural appropriation” diye tanımlanan kültür yağmacılığı, azınlıkta olan bir topluluğun kültür ve kimliğinin, baskın bir kültür tarafından taklit edilmesi anlamını taşımaktadır. Bu durumda, baskın olan kültür, azınlık grubunun bazı kültürel içeriklerini kendi avantajı için kullanmaktadır. Televizyon ve medya alanında İşaret dili içerikleri gittikçe popülarite kazanmaktadır. İşiten tercümanlar azınlık kültürünün dilini kullanarak ayrıca toplumda ilgi uyandırmaktadır. İşaret dili kullanımın ve medya alanında yaygın olmasının asıl amacı, Sağır bireylerin erişebilirlik ihtiyaçlarını karşılamaktır. Ancak Sağır bireylerin beklenti ve ihtiyaçları arka planı atılır, işiten tercümana olan ilgi ve alaka ön planda tutulursa, kültür yağmacılığı tehlikesi gelişmektedir. Bu yüzden, tercümanların televizyon ve medya sektöründe çevirmenlik işi yaparken, sahip oldukları sorumluluğun bilincinde olmaları gerekmektedir.

Seminer günü bu başlığa uygun bir örnek görüşülmüştür. Hollanda’da düzenlenmiş bir basın toplantısında, tercümanlık görevini yaparken kullandığı mimiklerden dolayı oldukça dikkat çeken İrma Sluis, toplantının sonunda çok fazla ilgi gördüğünü dile getirmiştir. Sosyal medyada caps ve komik kısa videolar ile paylaşılan görüntüsü ülkede hızla yayılmıştır. İrma o günden sonra Sağır bireyler ve İşaret dili ile ilgili pek çok soru aldığını, ancak bu soruları kendi cevaplamak yerine Sağır bireylere ve anadili İşaret dili olan kişilere yönlendirmeyi tercih ettiğini anlatmıştır. İşaret dili tercümanları, bulunmak istemedikleri konumlara tahammül göstermek zorunda değillerdir. Televizyon ve medya sektöründe tercümanların gözükmesi, toplumun Sağır bireyleri ve Sağır kültürünü ilgilendiren konuları fark etmesini amaçlamaktadır. Ancak İrma’nın yaptığı gibi, ilgiyi kendi üzerine almak yerine, sağır bireylere çekmek, toplumun bilinçlenmesini sağlamaktadır.

Sonuç ve öneri. Televizyon ve medya çevirmenliğinin uluslar arası geliştirilmesi, seminere katılan tüm tercüman ve araştırmacıların hemfikir olduğu bir husustu. Çevirmenlik kalitesinin artması, işaretlenmiş Almanca, İngilizce ve benzerlerinden uzaklaşıp doğal bir İşaret dili kullanımın sağlanmasının önem arz ettiği görüşülmüştür. Bu hedefe ulaşabilmek icin, sağır tercümanların da ekip çalışmalarına dahil edilmesi gerekmektedir. Sağır çevirmenler, Sağır topluluğun tutum ve beklentilerine oldukça hakimdir ve dolayısıyla çevirmenlik hizmetini Sağır bireylerin ihtiyaçlarına göre ayarlayabilmektedir. Ayrıca, ekip çalışmaların daha derin araştırılması ve ekip halinde çalışan tercümanların birbirlerini en iyi hangi şekilde destekleyebilecekleri incelenmelidir. İşiten çoğul toplumun Sağır kültürünü ve İşaret dilini ilgilendiren konular hakkında bilgilenmesi için, medya alanındaki siyasi çevirilerinde tercümanların daha fazla yer alması gerekmektedir.

Almanya’da doğup büyümüş Türk kökenli bir birey olarak, çevirmenlik hizmetinin yani sıra, tercüman topluluğun kendi içinde barındırdığı etnik/kültürel çeşitliliğini algılaması ve dışlamaması gerektiğinin altını çizmek isterim. Bir azınlık grubuna mensup olan tercümanların tecrübelerini ve görüşlerini dillendirmesi ve değerlendirmesi tercüman topluluğun kendini geliştirmesi açısından faydalı olacağına inanmaktayım. Beyaz bir birey ile beyaz olmayan bir bireyin tecrübeleri aynı değildir. İkisi aynı bölümden mezun olsa dahi, iş hayatında ve gündelik yaşamda çoğul toplum tarafından aynı yerde duran iki insan olarak görülmemektedir. Örneğin, yabancı kökenli tercümanların belli başlı devlet dairelerinde calışma sırasında ırkçılığa veya ayrımcılığa maruz kalması göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir sorundur. Yabancı uyruklu tercümanların kendi aralarında bir iletişim ağı veya dernek kurması bu konuda önemli bir adım olabilir, zira üniversite eğitimi etnik/kültürel çeşitliliğini pek dikkate alan bir eğitim sunmuyor. Meslektaşlarımı bu konuda hassasiyete ve farkındalığı davet ediyorum.

Kommentar verfassen

Trage deine Daten unten ein oder klicke ein Icon um dich einzuloggen:

WordPress.com-Logo

Du kommentierst mit deinem WordPress.com-Konto. Abmelden /  Ändern )

Facebook-Foto

Du kommentierst mit deinem Facebook-Konto. Abmelden /  Ändern )

Verbinde mit %s